Skip to main content

Zihnimi Susturamıyorum

Sürekli Düşünmek Neden Bu Kadar Yorucu?

Sabaha karşı saat 03:12. Gözleriniz tavanda.
Bugünün konuşmalarını yeniden yaşıyorsunuz.
“Orada öyle demeseydim daha iyi olurdu.”
“Ya o maili yanlış anladıysa?”
“Yarın şu iş nasıl olacak acaba?”

Zihniniz durmuyor. Siz yorgunsunuz, ama zihniniz hâlâ ayakta.
Peki bu bitmeyen düşünce trafiği neden var? Ve neden bu kadar yorucu?


Aşırı Düşünmek Nedir?

Aşırı düşünme (overthinking), yalnızca çok düşünmek değil, aynı düşünce döngüsünde tekrar tekrar dönmek demektir.
Tıpkı aynı sokakta defalarca dolaşmak gibi. Gidecek başka bir yol yokmuş gibi hissedersiniz.

🔸 Geçmişteki bir olayın üzerinden tekrar tekrar geçmek (ruminasyon)
🔸 Gelecekle ilgili sürekli olumsuz senaryolar kurmak (kaygı)
🔸 Her seçeneği defalarca değerlendirmek ama karar verememek (kararsızlık)

İlk başta bir şeyi çözmeye çalışır gibi görünse de aslında bu döngü bir çözüm değil, bir savunma mekanizmasıdır.


Neden Bu Kadar Yorucu?

Beyin, her düşünceyle birlikte fiziksel olarak da çalışır.
Her “ya şöyle olursa” cümlesi, vücudunuzda mikro stres tepkilerini tetikler:
💥 Kalp atışı hızlanır
💥 Kaslar gerilir
💥 Nefes yüzeyselleşir
💥 Uyku kaçmaya başlar

Ve bir süre sonra, kronik yorgunluk, dikkat dağınıklığı, karar vermekte zorlanma, tükenmişlik gibi belirtiler ortaya çıkar.

📌 “Düşünmek yorar mı?” sorusunun cevabı basit: Evet. Ama sadece çözüme gitmeyen düşünceler.

Nörolog Judson Brewer şöyle der:

“Zihni tekrar tekrar aynı döngüye sokmak, beyni fiziksel olarak da yorar. Tıpkı aynı kası defalarca çalıştırmak gibi.”


Düşünceleri Durdurmaya Çalışmak Neden İşe Yaramaz?

“Düşünmemem lazım.”
“Bu konuyu artık kapatmalıyım.”
“Sus artık zihin!”

Bu cümleler size tanıdık mı?

Zihni susturmaya çalışmak çoğu zaman daha fazla düşünceyle sonuçlanır. Çünkü bastırılan her düşünce, içeride daha çok güç kazanır.
Bunun yerine şunu sorabiliriz:

“Bu düşünce bana ne anlatmaya çalışıyor?”
“Zihnim neye dikkat çekiyor?”
“Aslında neye ihtiyacım var?”

Bu yaklaşım, kontrol yerine merakla yaklaşmayı getirir. Ve bu da yorgunluk döngüsünü kırar.


Aşırı Düşünme ve Duygular: Görünmeyeni Görmek

Düşünceler yalnız değildir. Her düşüncenin ardında genellikle bir duygu gizlidir:
🔹 Suçluluk
🔹 Korku
🔹 Yetersizlik
🔹 Kaybetme korkusu
🔹 Değersizlik hissi

Bu yüzden “çok düşünme” bazen duyguların kelimeler aracılığıyla görünmeye çalışmasıdır.

Psikoterapist Hilary Jacobs Hendel’ın dediği gibi:

“Bastırılan her duygu, bir düşünceyle kendini duyurmaya çalışır.”


Ne Yapabilirsiniz? — Zihinsel Molalar ve Farkındalık Önerileri

Zihni susturmak değil, onunla sağlıklı bir ilişki kurmak gerekir.
İşte aşırı düşünme döngüsünü kırmak için bazı etkili adımlar:

1. Düşünce Günlüğü Tutun

Günde 10 dakika yazmak bile yeterli. Düşünceler dışarı aktığında zihin onları daha az ciddiye alır.

2. Duygu Haritalama

“Bu düşünceyi yaşarken ne hissediyorum?”
Duyguyu bulduğunuzda düşünce yavaşlar.

3. Mola Anlarını Rutinleştirin

📌 Sabah 5 dakika sessizlik
📌 Her saat başı 1 dakika gözleri kapama
📌 Doğaya ya da pencereye 2 dakika odaklanma

Bu küçük molalar, zihin için “yeniden başlat” tuşudur.

4. Bilinçli Farkındalık (Mindfulness)

Günde sadece 5 dakika nefese odaklanmak bile, düşünce akışını izleyebilme becerinizi güçlendirir.


Zihninizi Dinleyin, Onunla Kavga Etmeyin

Zihin yorulduğunda susmaz, daha çok konuşur.
Ama bazen tek ihtiyacı olan şey, birinin onu anlamaya çalışmasıdır.

Unutmayın:
Zihniniz düşmanınız değil, anlaşılmak isteyen bir parçanızdır.

Leave a Reply